Lüleburgaz'da bulunan Şişecam'a bağlı Kırklareli Cam Fabrikası'nda fırın kapatma bahanesiyle işçi kıyımı yaşandı. Kristal-İş Sendikası'na üye 90 işçi kapı önüne konuldu. İşten atılan cam işçileri sendikalarının Trakya Şubesi önünde "İşimizi Geri İstiyoruz" talebiyle direniş başlattılar.

Bugüne kadar büyük iddialar, işçilerde yaratılan umut ve beklentilerle kurulan fonlar, amaçları dışında kullanılmış ve yağmalanmıştır. Türkiye'de bugüne kadar kurulmuş fonların akıbetlerine, patronların ve hükümetlerin niyetlerine bir göz atalım, hatırlayalım.

Demire, çeliğe, bakıra, kısacası metale şekil veren işçilerin gündeminde, 2017-2019 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesi var. İşçilerin gözü kulağı sendikalarının hazırladığı taslaklarda, metal patronlarının örgütü MESS’in teklifinde.

Fabrikalarda, işyerlerinde işçiler mesaiye kalmak için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Peki neden? İşçiler, normal çalışma süresi içinde yorulmuyorlar mı? Dinlenmeye ihtiyaç duymuyorlar mı? Yoksa ailelerine zaman ayırmayı gerekli görmüyorlar mı?

17 Eylül Pazar günü Kartal Meydanı'nda "Laik, Bilimsel, Kamusal, Anadilinde ve Parasız Eğitim" Mitingi gerçekleştirildi. Eğitim-Sen ve Alevi örgütlerinin çağrısıyla düzenlenen mitinge katılan binlerce eğitimci ve öğrenci "karanlığa Teslim Olmayacağız" diye haykırdı.

İstanbul Emek ve Demokrasi Koordinasyonu, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle 10 Eylülde, Bakırköy Özgürlük Meydanında bir miting gerçekleştirdi. Çeşitli siyasi parti ve emek örgütlerinden binlerce kişi, “Barış, Özgürlük, Adalet”, “OHAL’e Hayır!”, “KHKlar İptal Edilsin!” diye haykırdı.

TÜMTİS sendikasına üye oldukları için işten atılan DHL Express işçilerinin direnişi 53. gününde. Uluslararası Taşıma İşçileri Federasyonu ITF, 7 Eylül’de DHL Express işçilerini ziyaret etti. Direniş alanında yapılan basın açıklamasında uluslararası dayanışmanın ve mücadelede kararlılığın önemi vurgulandı.

Akkim Yapı Kimyasalları, DHL Express ve Avcılar Belediyesi işçileri, patronların iş güvencesi, ücretler, çalışma saatleri ve ikramiyelerle ilgili saldırılarına “artık yeter” dediler ve sendikalarında örgütlendiler. Ancak haklı talepleri için yasal haklarını kullanan işçiler işten atıldılar. Bunun üzerine direnişe geçen işçiler “haklı olan biziz birleşirsek kazanan da biz oluruz” diyorlar.

Fabrikalar, madenler, inşaatlar, yollar adeta savaş alanına dönmüş durumda. İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. 15 Temmuz sonrasında ilan edilen OHAL koşullarında iş cinayetleri artarak devam ediyor.

İklim değişikliği, kasırgalar, seller, tsunamiler, kuraklık, büyük çevre felaketleri, büyük orman yangınları, depremler… Dünyamız korkutucu ve hızlı bir şekilde değişiyor. Doğa kirleniyor, nefes alamaz hale geliyor. O eşsiz yeşilini ve mavisini gün geçtikçe yitiren dünyamız, koyu ve karanlık bir griye hapsoluyor.